Osteosarkom Nedir ve Tedavisi

Osteosarkom, mikroskobik düzeyde incelendiğinde immatür kemik üretiminin olduğu, sıklıkla kemikten olmak üzere çok nadir olarak yumuşak dokudan (Ekstremitede kas dokusu ya da bağ dokusundan) da köken alabilen sarkomdur.

Çocukluk ve adölesan çağda kemiğin en sık görülen malign tümörüdür.

Tüm yaşlar düşünüldüğünde Multipl Myelom’dan sonra olmak üzere kemiğin en sık görülen malign tümörüdür. 

Çocuklarda yetişkinlerden daha sık görülür.

HİSTOPATOLOJİK OLARAK DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ TARAFINDAN:


  • Düşük Dereceli Santral Osteosarkom
  • Başka Bir Şekilde Sınıflanamayan Osteosarkom (NOS)
  • Konvansiyonel Osteosarkom (Osteoblastik, Kondroblastik, Fibroblastik)
  • Telenjiektatik Osteosarkom
  • Küçük Hücreli Osteosarkom
  • Parosteal Osteosarkom
  • Periosteal Osteosarkom
  • Yüksek Dereceli Yüzey Osteosarkomu
  • Sekonder Osteosarkom

Olarak sınıflandırılmıştır.


Hastalık Bulguları

  • Haftalardır ya da aylardır devam eden hafif, orta şiddetli ağrı
  • Ağrı şiddeti şişlik ve hareket kısıtlılığı ile artar.
  • Hastalığın yayılmasıyla kilo kaybı görülebilir.
  • Kan tetkikinde Alkalen Fosfataz (ALP) ve Laktat Dehidrogenaz (LDH) yükselebilir.
  • Erkeklerde kadınlara göre daha sık (1,5 -2 kat) görülür.

Görülme Yaşları

  • 6 yaşından önce ve 60 yaşından sonra nadir görülür.
  • 15 – 25 yaşları arasında ilk pik; 50 yaş civarı ve sonrasında ikinci pikini yapar.
  • Eğer bir yetişkinde osteosarkom görülürse;
  • Kemiğe bir radyoterapi uygulanması öyküsü olup olmadığı
  • Altta yatan bir Paget Hastalığı olup olmadığı
  • Kemik İnfarktı olup olmadığı araştırılmalıdır.
  • Eğer osteosarkom önceden var olan bir kemik hastalığından gelişmişse buna Sekonder Osteosarkom denir.

Anatomik Görülme Yerleri

  • En sık uzun kemiklere (%70-80) ; uzun kemiklerin metafiz kısmına (%90) bu sebeple bir eklemin komşuluğunda görülür.
  • En sık femur kemiğinin distalinde (Alt ucunda);
  • 2. Sıklıkta tibia kemiğinin proksimalinde (üst ucunda)
  • 3. Sıklıkta da humerus kemiğinin proksimalinde (üst ucunda) görülür.

Metastaz ?

  • En sık akciğere metastaz yapar.  (Bilgisayarlı Tomografi ve PET ile tespit edilebilir)
  • 2. Sıklıkta da başka bir kemiğe metastazı görülür.  (Sintigrafi ya da PET yardımıyla tespit edilir)

Tedavi

  • Neredeyse bütün osteosarkomlar yüksek dereceli olarak değerlendirilir.
  • Yalnızca parosteal osteosarkom ve iyi diferansiye intrameduller osteosarkom düşük dereceli olarak değerlendirilebilir.
  • Bütün yüksek dereceli osteosarkomlar kemiterapi ve cerrahi tedavi kombinasyonu ile tedavi edilir.
  • Kemoterapi cerrahi tedaviden önce ve sonra verilir. Cerrahiden önce verilen kemoterapiye Neoadjuvan Kemoterapi, cerrahiden sonra verilene ise Adjuvan Kemoterapi denilir.
  • Radyoterapi çok çok nadir durumlarda önerilir (Çok özel durumlarda!!).
  • Düşük dereceli osteosarkomlar (parosteal osteosarkom ve iyi diferansiye intrameduller osteosarkom) sadece cerrahi tedavi ile tedavi edilirler !!
  • Periosteal Osteosarkom orta dereceli olarak kabul edilir ve tedavisi yüksek dereceli olanlar ile aynıdır.

Cerrahi

  • Çoğu hasta ekstremite koruyucu cerrahi ve rekonstrüksiyon ile tedavi edilebilir. Yani uzvun kesilmesi durumu (ampütasyon) çok nadir kullandığımız bir cerrahi şeklidir.
  • Ekstremite koruyucu cerrahinin başarısı birçok faktöre bağlıdır:
  • Neoadjuvan kemoterapi ile tümör dokusu nekroza uğrar, ödem azalır.
  • Kemoterapi öncesi planlamaya oranla çok daha az yumuşak doku rezeksiyonu gerekir.
  • Ameliyat esnasında tümörlü doku ile normal dokunun ayrımı kolaylaşır.
  • Kemik doku nedeniyle kemoterapi sonrası boyut küçülmeyebilir ama tümörlü hücreler ölür.
  • Ameliyat öncesi MR ve BT görüntülemeleriyle tümörün uzanımı ve tümörlü dokuların tam olarak nerede sonlandıkları tanımlanıp rezeksiyon planlaması yapılabilir.
OSTEOSARKOMUN CERRAHİSİNDE GENİŞ YA DA RADİKAL REZEKSİYON UYGULANIR.


  • Tümörlü doku çıkarıldıktan sonra yerine endoprostetik rekonstrüksiyon (protez ile rekonstrüksiyon) ya da allogreftler, damarlı fibula transferi ve diğer greft seçenekleri kullanılabilir.

Proksimal tibiada osteosarkom nedeniyle geniş rezeksiyonun ardından gastroknemius flebi ile ekstensor mekanizma; tümör rezeksiyon protezi ile de endoprostetik rekonstrüksiyon uyguladığımız hastamıza ait görüntüleri görüyoruz.

Humerus osteosarkomu nedeniyle geniş rezeksiyonun ardından ameliyat esnasında kemiği ışın tedavisine (radyoterapi) gönderip kemik geri geldikten sonra içine hastanın kendi damarlı kemiğini (damarlı fibula) koyup eski yerine fikse ederek (Biyolojik rekonstrüksiyon) omuz eklemini oluşturduğum hastamızın görüntüleri.


HANGİ DURUMLARDA AMPUTASYON GEREKLİ OLABİLİR??


  • Kurallara uygun yapılmamış biyopsi (Bu yüzden ortopedik onkologlar tarafından yapılması tercih edilir).
  • Enfeksiyon durumları (göreceli)
  • Major damar sinir yapılarına invazyon varlığı (Göreceli)
  • Patolojik kırıklar (Göreceli)
  • Geniş rezeksiyon yapılması durumunda geride işlevsiz bir ekstremitenin kalacak olması durumlarında ampütasyon gerekebilir.